Hastalandıktan sonra başarılı bir tedavi kadar hastalanmamak da önemli değil midir?

Modern tıp günümüzde teknoloji sayesinde çok ilerleyerek gelişmiş tanı ve tedavi yöntemleri ile birçok hastalığın teşhisinde ve tedavisinde ciddi başarılara imza atmıştır. Ancak bu çalışmalar içerisinde kronik hastalıkların önlenmesi, hastalanmadan yaşamak ve sağlıklı bir hayat sürmek adına yapılan çalışmalar ne yazık ki yeterli değildir.
Geliştirilen ilaçlar; aşılar ve tedavi yöntemleri şüphesiz ki modern tıbbın günümüz toplumuna sunduğu büyük nimetlerdir. Fakat hastalandıktan sonra başarılı bir tedavi olmak kadar, hastalanmamak da önemli değil midir?
Kırsal yaşam sürerek, modern tıptan uzakta, hiç hastane ya da modern tıp uygulamalarına maruz kalmamış aynı zamanda kaliteli ve uzun yıllar yaşamış nice büyüklerimizin olması bu konuya önem verilmesinde önemli önceliklerdendir.
Hastalanmadan yaşamak ve ilaçsız yaşamak başlığı ile sizlerle paylaşılanlar, modern tıbba karşı çıkan tıptaki gelişmelerden faydalanılmaması, hiçbir zaman ilaç kullanılmaması ya da ameliyat olunmaması anlamına gelmemektedir. Aksine modern tıbbın değerini bilmenin yanı sıra hasta olup tedavi olmak yerine nasıl hastalıklardan korunabileceğimiz anlamına gelmektedir. Her hastalığın tedavisi için ilk ve tek çözümün ilaç kullanımı değildir.

HASTALANMADAN YAŞAMAK İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR

KUVVETLI BIR BAĞIŞIKLIK SISTEMINE SAHIP OLMAK: Bağışıklık sistemimize zarar verecek her türlü etkilerden uzak durmak  gerekir. Vücudumuzun doğuştan sahip olduğu bağışıklık sistemini daha da kuvvetlendirmek mümkündür. Bazı hastalıkları doktor kontrolü altında vücudumuzun yenmesine izin verirsek, hastalığın vücut tarafından tanınmasına ve gelecekte bağışıklık sisteminin çok daha dirençli olmasını sağlayabiliriz.

SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENME: Ürünleri mevsiminde tüketmek, üretimin de yerli tohum ve doğal gübre kullanılarak üretilen ürünlerin tercih edilmesi önemlidir. İşlenmiş gıdaların ve rafine şekerlerin hayatımızdan çıkarmalıyız. Yoğurt, ayran, turşu, sirke, ekşi mayalı ürünler gibi probiyotik kaynaklarını bol tüketmeliyiz.

RUH VE BEDEN BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK: İnsanoglu etle kemik değildir. Ruh ve beden bütünlüğü, insan sağlığı için oldukça önemlidir. Olumsuz ve karamsar düşüncelerden stres ve sıkıntılardan mümkün olduğu kadar uzak durmak için çaba gösterilmelidir. Stres durumlarında kan damarları büzülür, bütün doku ve organlara az kan gider. Bunun sonucunda baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık vb belirir.

HAREKETLİ YAŞAMAK: Ruh ve beden bütünlüğü için hareket etmek esastır. Bu sayede doku ve organlar sağlıklı kalır. Kemik ve adale dokusu kuvvetlenir.  Ancak bu hareketlilik üretkenlik ile birlikte olursa insanın hem bedeni hem de ruhu dinlenir. Örneğin, kapalı spor alanları yerine doğa sizin spor salonunuz olabilir. Doğada toprak ve hayvanlarla uğraşarak hem vücudunuza hem de ruhunuza huzur verir. Bir ürünü üretince yemek, daha iyisi birilerine ikram etmekten daha iyi ne olabilir. Kümesten sıcaklığı henüz kaybolmamış taze bir yumurtanın keyfi bir başkadır.

VİTAMİNLERİ VE MİNERALLERİ DOĞAL KAYNAKLARINDAN ALMAK:  Vitamin ve mineral preparatları koruyucu, renklendirici ve katkı maddeleri ihtiva etmektedir. Ayrıca, doğal kaynakları kadar faydalı olmayabilir. “BÜTÜN VİTAMİN VE MİNERALLER ORJİNAL KAYNAKLARINDAN ALINMALIDIR” Hipokrat’ın bu güzel anlatımı ile vitaminlerin ve minerallerin ana kaynağı olan meyve ve sebzelerden kuruyemiş ve kuru meyvelerden alınmalıdır.

UYKU DÜZENİNİ SAĞLAMAK: Huzurlu bir uyku sırasında beyindeki düşünceler, stres ve sıkıntılar kaybolur. Vücudun bütün organları dinlenir. Bu sebeple yeterli ve düzenli uyku  birçok hastalıklardan bizleri  korur.

MODERN VE DOĞAL TIBBIN BİLEŞKESİ OLAN INTEGRATIF TIPTAN BEDENE ZARAR VERMEDEN FAYDALANMAK: Bugün menenjit, zatürre gibi ağır hastalıklar antibiyotiklerle tedavi edebiliyoruz. Bu imkân modern tıbbın bize sunduğu bir nimettir. Ancak lüzumsuz yere kullanılan antibiyotikler özellikle ilerleyen yıllarda sağlığımızı tehdit etmektedir. Unutmayalım ki; vücudumuz kendini tedavi edebilme yeteneğine sahiptir. Nerede müdahale edeceğimizi çok iyi bilmeliyiz.

Ayrıca çevre şartlarını iyileştirmek, kötü alışkanlıklardan uzak durmak, sağlıklı yaşlanmak, ve yine hastalanmadan yaşamanın anahtarıdır.

ÖZETLE;
Yaklaşık son yüzyıla kadar atalarımız ilaçsız yaşadı. Ancak bir çoğu hastalık sebebi ile hayatlarını kaybetti. Tüberküloz buna en iyi örnektir. Hastalanmadan yaşamak için tüm gayreti göstermek gerekir. Ancak hasta olunca da tıbbi imkanlardan yararlanmalı. Bir menenjit hastalığı nasıl ilaçsız nasıl tedavi edilebilir? Burada dikkat edilmesi gereken ilaçların hekim kontrolünde doğru zamanda doğru dozda ve doğru sürede kullanılmasıdır.

Yayınlanma tarihi 26.05.2022

Web sitesindeki tüm içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Ayrıca kayıt tarihindeki bilimsel kaynaklarla hazırlanmıştır. Teşhis ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.