Son zamanlarda probiyotik, prebiyotik, sinbiyotik, disbiyotik, bağırsak florası, mikrobiyom, mikrobiyota kelimeleri hayatımıza girdi. Hatta yoğurt, süt, sirke, ekmek gibi ürünlerin etiketlerinde probiyotik kelimesini sıkça görür olduk. Bağırsaklarımızda bulunan tüm bu canlılar “BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI” nı oluşturur.

PROBİYOTİKLER NE İŞE YARIYOR?
Probiyotikler vücudumuza dost olan; en çok bağırsaklarımızda ancak tüm vücudumuzda bulunan, bizleri hastalıklardan koruyan; virüsler, bakteriler, mantarlar ve diğer canlılardır. Dışarıdan bir mikrop gelince onun hemen dost mu, düşman mı olduğunu tanırlar. Dost ise; hemen aralarına alır ve genetiğine uygun savunma görevi verirler. Ayrıca gıdaların sindirimine yardımcı olurlar. Bağışıklık sistemini güçlendirirler. Vücudumuza düşman bir mikrop ise hemen onu yok ederler. 
İşte bağırsaklarımızda bu dost mikroplar tarafından tam olarak sarılmıştır. Bağırsaklardan asla kana zararlı bir maddenin geçmesine izin vermezler. Ancak aşağıdaki durumlarda bağırsak sağlığı bozulur. Bunun sonucunda zararlı maddelerin kana geçmesini engelleyemez. Çocuklarda alerji, astım, atopi, kansızlık, otizm, davranış bozuklukları, enfeksiyöz hastalıklar, ileri yaşlarda otoimmün hastalıkların yolunu açar.
İşte her türlü hastalığın başlangıç noktası bağırsaklarımızdır. 

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI NEDEN BOZULUR?
*Antibiyotikler; Gereksiz alınan antibiyotikler bağırsaklarımıza bomba etkisi yapabilir. Hekim kontrolü dışında alınan gereksiz antibiyotiklerin dost bakterilerin ölümüne yola açar. Bozulan bu bağırsak florası en az 3-6 ayda eski haline ancak gelebilir. Ayrıca bağırsak sızdırmazlığı bozuldugu için uzun yıllar sonra otoimmun hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu sebeple ilaçları hekim kontrolü altında belirtilen zaman ve ölçüde almaya gayret edelim.
*Modern hayatta değişen beslenme alışkanlıkları; Fast-food beslenmeler, fermente ürünler yerine ışıl işlem görmüş ürünler kullanarak bağırsak yapımıza zarar veririz. Oysa atalarımız probiyotik kaynağı geleneksel yöntemle yapılan yoğurt, ayran, sirke, turşu, ekşi mayalı ürünlerle beslenerek sağlıklı yaşadılar.
*Bazı diğer ilaçlar
*Stres
*Sezeryan doğum; Sezeryan doğumda bebek vacende bulunan probiyotikleri alamadığı için daha ilk günlerde hastalıklara adaydır. Doktor önerisi dışında kişisel olarak tercih edilen bu doğum yöntemi hem anne hem de bebek için yarardan çok zarar verebilir.  
*Anne sütü ile beslememek; Anne sütü probiyotiklerden çok zengindir. Dolayısı ile anne sütü bebeğin ilk aşısıdır.
*Bozulmuş çevre şartları; Şehirde birçok toksik yapıya maruz kalanlara oranla doğa ile iç içe yaşayan, toprakla uğraşan insanların bağırsak mikrobiyotası çok kuvvetlidir.
*Aşırı Hijyen; kullandığımız birçok kimyasallar probiyotiklerin ölümüne yol açabilir. Artık hijyen teorisi değişmiştir. Kimyasalları hayatımızdan kaldırmanın zamanı çoktan geldi. Hijyen takıntısına son vermeliyiz.

PROBİYOTİKLİ BESİNLER NELERDİR?
Probiyotikleri doğal fermente olan ürünlerden almak en iyisidir. Gelişen teknolojiler ile bazı ürünlere probiyotikler ilave edilmiştir. Ancak doğal probiyotikli ürünleri kullanmak daha iyidir. 

BAŞLICA PROBİYOTİK ÜRÜNLER 
*Süt ürünleri; yoğurt, ayran, kefir, peynir vb
*Ekşi mayalı ürünler; ekmek, kek vb
*Sirkeler, şalgam suyu
*Turşular, boza
*Bazı salamura ürünler
*Kombucha çayı
*Fermente et ürünleri; fermente sucuk, salam, ilikli kemik suyu vb

PREBİYOTİK ÜRÜNLER
Bunlar sindirilemeyen, ancak bağırsakta fermente olabilen ayrıca kalın bağırsaktaki probiyotiklerin çoğalmasını ve etkinliğini artıran besinlerdir.
*Sebzeler; Soğan,sarımsak başta olmak üzere pırasa,enginar, bal kabağı,tatlı patetes, pancar, ıspanak, pazı, brokoli, kuşkonmaz, domates, hardal 
*Meyveler; Yaban mersini, armut, elma, karpuz, muz, çilek, üzüm
*Tam tahıllar; buğday, yulaf, kinoa, karabuğday ve çavdar 
*Kuru baklagiller; Fasulye, mercimek, nohut, bezelye
*Yağlı tohumlar; badem, ceviz, keten tohumu, fındık

SİNBİYOTİKLER: Bunlar hem probiyotik hem de prebiyotik olan ürünlerdir
*en önemli örneği Bal ve yoğurttur.

“BÜTÜN PROBİYOTİK VE PREBİYOTİKLER ORJİNAL KAYNAKLARINDAN ALINMALIDIR”

“HER TÜRLÜ HASTALIĞIN BAŞLANGIÇ NOKTASI BAĞIRSAKLARDIR”

Yayınlanma tarihi 26.05.2022

Web sitesindeki tüm içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Ayrıca kayıt tarihindeki bilimsel kaynaklarla hazırlanmıştır. Teşhis ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.